Müsavat Dervişoğlu, para karşılığı veya 5 yıllık ikamet sonrasında verilen vatandaşlıkların geçersiz olduğunu belirterek, vatandaşları da kanunsuz yöntemlerle verilen Türk vatandaşlıklarının iptali için dava açmaya davet etti.

Dervişoğlu, “İYİ Parti’nin atacağı bu hukuki adımla, AKP tarafından sığınmacı ve yabancılara dağıtılmış yüz binlerce vatandaşlık iptal edilecektir!” Sözlerini kullandı.

Dervişoğlu'nun açıklamasının tamamı şu şekilde:

"TÜRK MİLLİ KİMLİĞİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ VAROLUŞSAL BİR TEHDİTLE KARŞI KARŞIYADIR"

Kıymetli basın mensupları,

Bugün burada Türk milletinin bugününe ve istikbaline doğrudan tesir eden bir beka sorununu, kamuoyunun dikkatine arz edeceğiz.

Bu öyle önemli bir meselesidir ki, beni bu açıklamayı Danıştay’ın önünde yapmaya mecbur etmiştir.

Mesele, iktidar eliyle Türkiye’nin demografik bir işgale maruz bırakılmasıdır.

Türk milli kimliği ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti, varoluşsal bir tehditle karşı karşıyadır.

Sığınmacı ve kaçaklar konusunda bugüne kadar hamaset değil, icraat üretme misyonuyla hareket eden İYİ Parti, Milli Göç Doktrini'ni ortaya koymuş ve Türkiye'de “planlı geri dönüşü” ortaya koyan tek siyasi parti olmuştur.

İYİ Parti dün olduğu gibi bugün de, yalnızca Türk milletinin menfaatlerini esas alarak, hukuki zeminde ve somut bir adımla harekete geçmiş bulunmaktadır.

İYİ Parti’nin atacağı bu hukuki adımla, AKP tarafından sığınmacı ve yabancılara dağıtılmış olan 100 binlerce vatandaşlık iptal edilecek, bundan böyle ecdadımızın mücadele cehdi ile kazanılmış Türk vatandaşlığı, döviz karşılığında satılamayacaktır.

"TÜRK VATANDAŞLIĞININ VERİLMESİ MÜMKÜN HALE GETİRİLMİŞTİR"

Son 7 yılda yabancılara 309 bin konut satışı gerçekleşmiştir.

İstatistikler bu konut satışlarının en az yarısının vatandaşlık karşılılığında olduğunu ortaya koymaktadır.

Gayrimenkul karşılığı vatandaşlık, sadece satın alan kişiyi değil aynı zamanda aile üyelerini de kapsadığından, en az 500 bin kişinin bu yöntemle Türk vatandaşlığına geçirildiği anlaşılmaktadır.

5901 sayılı Türk vatandaşlığı kanununun 12. maddesinde hangi şartlarda istisnai vatandaşlık verileceği açıktır.

Sınırlı sayı ilkesi gereğince, bu şartların içerisinde “döviz karşılığında vatandaşlık vermek” asla söz konusu değildir.

Ancak bir Cumhurbaşkanlığı kararı ile yürürlüğe konulan, Türk Vatandaşlığı Kanunu yönetmeliğinin 20 maddesinde, belirli bir miktardaki yabancı para ile taşınmaz alımı karşılığında Türk vatandaşlığının verilmesi mümkün hale getirilmiştir.

Halbuki Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası vatandaşlığın kazanılmasına ilişkin şartların kanunla düzenlenmesini emretmektedir.

Hiçbir yönetmelik kanunun üzerinde olamaz.

Dolayısıyla Cumhurbaşkanı tarafından istisnai yollarla dağıtılmış vatandaşlıkların istisnasız tamamı hem Anayasa’ya aykırı hem de kanuni dayanaktan yoksundur.

Döviz ve gayrimenkul alımı karşılığında verilmiş vatandaşlıkların tamamı kanunlara aykırıdır.

İşte bu sebeple, Türk milletinin hukukunu, Türk vatandaşlığının şerefini ve itibarını korumak maksadıyla; Biz İYİ Parti olarak- para karşılığında dağıtılmış tüm vatandaşlıkların iptali için Danıştay’a dava açmış bulunmaktayız.

Açtığımız bir diğer dava ise, İçişleri Bakanlığı’nın Suriye uyruklu sığınmacılara verdiği vatandaşlıklar üzerinedir.

İçişleri Bakanlığı’nın açıklamalarına göre hükümet, bugüne kadar tam 238 bin Suriyeli sığınmacıya Türk vatandaşlığı dağıtmıştır.

"SURİYE UYRUKLU YABANCILAR TAŞINMAZ MAL EDİNİMİ YOLUYLA ASLA VATANDAŞLIK KAZANAMAZ

Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin, 238 bin Suriyeliye vermiş olduğu Türk vatandaşlıklarının tamamı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kanunlarına aykırıdır.

Suriye uyruklu yabancılar taşınmaz mal edinimi yoluyla asla vatandaşlık kazanamaz.

Çünkü 1927 yılında 1062 şerhi olarak çıkan ve halen yürürlükte olan kanun, Türkiye Suriye arasındaki tarihsel sorunlar ve Hatay meselesi sebebiyle Suriye uyruklu yabancılara mülk edinmek suretiyle vatandaşlık verilmesini imkansız hale getirmiştir.

Ayrıca, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 22 Ekim 2014 tarihli geçici koruma yönetmeliğinin 25. maddesi aynen şunu ifade ediyor;

“Geçici koruma süresi ikamet izni toplamında sayılmaz ve sahibine Türk vatandaşlığına başvuru hakkını sağlamaz”.

Yani Türkiye’de kaç yıl kalırsa kalsınlar, geçici koruma statüsünde bulunan Suriyeli sığınmacılar buradaki ikamet sürelerinden dolayı Türk vatandaşlığına başvuramazlar.

O halde; İçişleri Bakanı’na soruyorum, hem gayrimenkul alımı ile hem de vatandaşlık kanunu üzerinden Türk vatandaşlığının Suriyelilere dağıtılması, kanunen mümkün değilken, siz, 238.000 Suriyeli sığınmacıya hangi kanunun amir hükmüne göre bu vatandaşlıkları dağıttınız?

"TÜRK VATANDAŞLIĞI İSE EŞANTİYON DEĞİLDİR"

Biz İYİ Parti olarak, Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından kanunlara aykırı olarak Suriyeli sığınmacılara dağıtılmış 238 bin vatandaşlığın tamamının iptali için de hukuki süreç başlatmış bulunuyoruz.

Açmış olduğumuz davalar hukuki temelleri itibariyle son derece haklı ve somut delillere dayanmaktadır.

İYİ Parti'nin açmış olduğu bu dava neticesinde, hukukun tecelli etmesiyle, 100 binlerce sığınmacı ve yabancıya hükümet tarafından dağıtılmış vatandaşlıkların tamamı iptal edilecektir.

Hiç kimse unutmamalıdır ki, Türkiye bir kupon arazi, Türk vatandaşlığı ise eşantiyon değildir.

Türkiye'nin bir mülteci kampı haline gelmesine asla izin vermeyeceğiz.

Konu ile ilgili olarak;

T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından 29.04.2011 tarihinden itibaren yetkili makam olarak genel/olağan yolla Suriye uyruklu yabancılara vatandaşlık verilmesine dair her bir idari işlemin ve vatandaşlıkların iptali için ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’na,

T.C. Cumhurbaşkanlığı tarafından 09.07.2018 tarihinden itibaren yetkili makam olarak istisnai/olağanüstü yolla , Suriye uyruklu yabancılara vatandaşlık verilmesine dair her bir idari işlemin ve vatandaşlıkların iptali için DANIŞTAY 10.DAİRESİ’ne

İPTAL DAVASI AÇILMIŞ,

Yine Türkiye Barolar Birliği tarafından Cumhurbaşkanlığı aleyhine açılan ve “Türk Vatandaşlığı Kanunu Uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin” iptali için açılan davaya Türk milletinin menfaatleri gereği davacı yanında katılmak için DANIŞTAY 10. Dairesi’nin 2022/3885 E.Sayılı dosyasına FER’I MÜDAHALE talebinde bulunulmuştur.

Bu vesileyle kamuoyuna bir kez daha ifade ve ilan ediyorum ki, “Milli Göç Doktrini” ve gerçek bir geri dönüş planına sahip tek siyasi parti olarak Türk milletine taahhüdümüz şudur;

Sığınmacı ve kaçakların tamamı her hal ve şartta vatanlarına geri gönderilecek, sığınmacı ve yabancılara dağıtılmış Türk vatandaşlıklarının tamamı iptal edilecektir.

Ve er ya da geç “Türkiye İYİ olacaktır.”

Hepinize saygılarımı sunuyorum.

YENİÇAĞ GAZETESİ