Selçuk İstasyon Meydanı önünde basın açıklamasıyla başlayan yürüyüş kapsamında kadınlar, "Güç sende, güç bizde" ve "Kadın gelecek" yazılı pankart açarak Selçuk Belediyesi binasının yanındaki meydana yürüdü. Kadınlar, giydikleri "Devrim kadının ayak izinde" ve "Güç sende" yazılı siyah tişörtler, ellerinde düdük, fener ve balonlarla kadın cinayetleri ile çocuk istismarlarını protesto etti.

"Biz yaşasın kadınlar, demeye devam edeceğiz"

Yürüş öncesinde konuşma yapan Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, kadın cinayetlerinin bitmesi için bir araya geldiklerini belirterek "Güzel şeyler için bir arada olmak isterdik. Halaylar çekelim bugün. 'İstanbul Sözleşmesi yaşatır dedik ve kazandık ve tekrar yürürlükte' diyelim ve o yüzden bir araya gelelim, halaylar çekelim isterdik. 'Kazandığımız hakları sonuna kadar kullanıyoruz, yaşasın kadınlar' demek için bir araya gelmek isterdik. Ama hiç kimsenin şüphesi olmasın. 'Biz yaşasın kadınlar' demeye devam edeceğiz, eril zihniyete rağmen. 'Kadın cinayetleri artık bitsin' diye bir aradayız biz. 'Çocuklarımız özgürce ve yaşam hakkı elinden alınmadan yaşayabilsin' diye bir aradayız biz. 'Gül dünya unutulmasın, Narin'in soruşturması artık sonuçlansın' diye bir aradayız biz. İkballer için, Sılalar için hepimiz buradayız. Bugün Rojin için buradayız" dedi.

"İzmir'in kadınları susmaz, susturulmaz"

Başkan Ceritoğlu Sengel, konuşmasının devamında ise şunları söyledi:

"Bugün burada ne var biliyor musunuz? Efes Selçuk'ta,  İzmir'in en güneyindeki bu ilçede, bir kadın belediye başkanı ve bir kadın Cumhuriyet Halk Partili ilçe başkanı ve aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığımızla birlikte biz diyoruz ki; İzmir'in kadınları susmaz, susturulmaz. Biz diyoruz ki; o kadınlar yaşayacak ve biz bu meydanlarda halaylar çekeceğiz. Herkese anlatacağız zihniyetin ne olduğunu.

"Meclis üyeliğinden de istifa edeceksin"

Dün İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin meclis salonunda Adalet Kalkınma Partili bir meclis üyesinin ne dediğini herkese anlatacağız. 'Ölen kadar öldürenin de suçu vardır' dediğini anlatacağız. İzmirli şunu söyleyecek; İzmirli kadınlar, İzmirli erkekler, İzmirli gençler ne söyleyecek biliyor musun? 'Partinden istifa etmen yetmez, sen İzmir'i temsil edemiyorsun. Meclis üyeliğinden de istifa edeceksin' diyeceğiz. Yok öyle yağma. Türkiye'nin aynası olmalı. Kadınıyla, erkeğiyle hemfikir, yan yana yürümeyi bilen, birbirine sahip çıkan, Ali'yle Ayşe'nin kol kola girebildiği birbirini yükselttiği yer olmalı. İşte bugün yürüyüşümüz başlıyor. Ve güç sende. Ve devrim ancak kadınlarla birlikte olur. Bunu bilmeyen eril zihniyete anlatacağız, anlatacağız, anlatacağız."

"Karanlık zihniyete meydan okumak için toplandık"

Basın açıklaması metnini okuyan CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Zahide Kurun ise "Bugün burada, bizi boğmaya çalışan karanlık zihniyete meydan okumak için toplandık. Tüm canlıların yaşam hakkını savunmak, karanlığa karşı öfkemizi ve aydınlık yarınlara olan umudumuzu haykırmak için buradayız. Tüm farklılıklarımıza rağmen bizi bir araya getiren umudumuzdur. Bu umudumuzun direnişi yarınlara miras kalacaktır. Kadına yönelik şiddet, çocuk istismarları ve tecavüzler, geleneksel ön kabuller ve devletin duyarsızlığı ile her geçen gün daha da artmaktadır" dedi.

Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"Karanlık zihniyetli iktidarın, bir kereden bir şey olmaz, çocuğun rızası vardı, gece o saatte sokakta ne işi vardı bakış açısı ve cezasızlık politikaları sonucu, eski eşi Fedai Varan tarafından sokak ortasında bıçaklanarak öldürülen Emine Bulut, ayrılmak istediği sevgilisi Muhammet Gürsoy tarafından öldürülen Merve Kotan. Tecavüz girişimine direndiği için bir minibüste öldürülerek yakılan Özgecan. Cem Gariboğlu tarafından öldürüldükten sonra bedeni parçalanarak bir çöp konteynırına atılan Münevver Karabulut. Tecavüz edildikten sonra öldürülen ve bir plazanın 20. katından atılarak intihar süsü verilmeye çalışılan Şule Çet. Ayşenurlar, İkballer, nice kadınlarımız, çocuklarımız. Hayattan koparılıp yitip gitmiştir.

"Tüm canlıların yaşam hakkı için vicdanlarınız bu kadar mi kara"

Daha dün büyükşehir belediye meclisinde AKP'li meclis üyesi Latif Aydemir'in, kan donduran 'Öldüren kadar ölen de suçludur' ifadesi mevcut karanlık zihniyetli iktidarın kadın ve çocuk cinayetlerine bakış açısını gözler önüne sermektedir. Tüm canlıların yaşam hakkı için vicdanlarınız bu kadar mi kara, hiç mi elinizi yüreğinize koyup acıyı hissetmiyor, anlamayı düşünmüyorsunuz. Bu kadar mı çığlıklara kulaklarınız sağır, gözleriniz kör, diliniz lâl.

İlk 9 ayda 315 kadın hayattan koparıldı

2024 yılının ilk 9 ayında 315 kadın arkadaşımız caydırıcı cezaların olmayışı, adalet terazisinin kayması ve hukuki keyfiyetçilik sonucunda erkekler tarafından katledilmiş, hayattan koparılmıştır. 6284 derhal etkin uygulanmalı, İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girmelidir.

"Nefes alamaz olduk, artık yeter"

Nefes alamaz olduk, artık yeter. Hep birlikte karanlığa karşı yürüyecek, sesimizi yükseltecek, umutlarımızı büyüteceğiz. Biz, biz olduğumuz sürece karanlıklar yıkılacak, geleceğe aydınlık yarınlar bırakacağız. İl Kadın Kolları olarak başlattığımız 'Kırık Saçlar Özgürlüğe Yürüyor' yürüyüşümüzde, umut direnişimizde bizlerle olan İl Başkanımız Şenol Aslanoğlu'na ve eşi Duygu Aslanoğlu'na, YDK üyelerimiz, İlçe Başkanlarımız, Belediye Başkanlarımız, İl ve İlçe Başkan Yardımcılarımız, Meclis Üyelerimiz, Kadın ve Gençlik Kollarımız, STK, emek büroları, meslek odaları, sendikalar ve yürüyüşümüze güç veren herkese teşekkür ediyorum."

KAYNAK: ANKA