Göbeklitepe ile başlayan, uygarlık tarihine ilişkin, bilinen tezleri altüst eden buluntular paha biçilmez önem taşıyorlar.

Efes kalıntıları yüzyılı çoktan aşkın süreç içinde Avusturya ve Alman arkeologların yoğun ilgilerini çekmişti. Günümüzde ise başka yönleriyle ilgi çekmiş olmalı ki, sektörden gizlenen bir takım yöntemlerle, geçmişte hiç uygulanamamış başlıkların altında örtülü bir özelleştirmeye konu oluyor. Antik Çağın en önemli kentlerinden, UNESCO’nun kültür mirası listesinde yer alan Efes, geçtiğimiz yıl yaklaşık 2,2 milyon ziyaretçi tarafından gezildi. Ülkemizdeki yabancı ziyaretçilerin ilgisini çeken müzeler arasında ilk üçte yer alıyor.

Gündüz saatlerinde gezilebilen, Efes’in antik amfitiyatrosunda yıllarca konserler de düzenlendi. Ses yükselticilerin yaydıkları titreşimlerin, arkeolojik yapılara zarar vermesi nedeniyle uygulamadan vaz geçildi.

Bir süre önce Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ülkemizin en çok ziyaretçi alan iki müzesinde,- Ayasofya ve Efes’te yeni kurulan bir özel şirkete DEM-Deneyim Müzeciliği- yapmak izni verdi.- Yeterli duyuruların yapılmadığı bu hakkın kullandırılmasından önce, giriş ücretlerine yüzde 114 oranında zam yapıldı.

Girişimci firma ışıklandırma ve sesli anlatıma olanak veren donanımı kurdu. Efes Antik kentini gece gezecek ziyaretçilere açtı. Aslında yapılanlar, müze işletmeciliği değil bir anlamda tarihsel mekânı anlatan, ışık ve film destekli sergilemeden öteye anlam taşımıyordu.

Kurban Bayramı sırasında birden bire henüz bir yılını tamamlamamış bu gösterimin, Dünyanın en iyi müzesi (!) ödülünü aldığı haberleri, yandaş ve bazı muhalif kanallarda yayınlanmaya başlandı.

Bayramın ikinci günü-17 Haziran- Efes Antik Kenti ünlü Kütüphanesinin -Celsus-, gemi turu ile Kuşadası’na gelen bir turist grubunun akşam yemeği için kullanımına özel izin verildiği, bu nedenle gelen ziyaretçilere kapatıldığı, haberleri medyaya yansıdı. Uygulamayı kınayan ziyaretçiler -göstericiler- gece gösterimini kaçırmışlar ancak konunun kamuoyuna yansımasını sağlamışlardı.

Sezonun en yoğun döneminde hangi akla hizmet eden bu yemek organizasyonu iznini sorgulamayı, sektör meslek kuruluşlarına bırakalım. Bu gelişme turizmcilerin de olan biteni deneyimlemelerine, -bakarsınız- neden olur.

Ziyaretçiler arasındaki yurttaşlarımızın haklı tepkilerini dikkate alarak, başta Ayasofya ve ardından Efes Müzelerinde neler oluyor sorusunu yöneltelim.

İktidarın bir ortağının söylemiyle; Bakanlık bu müzelerde ne yapmak istemektedir?

https://www.gazetepencere.com/kose-yazilari/bakanlik-ayasofya-ve-efeste-ne-yapmak-istemektedir-617471h