Bahçeli’nin, Erdoğan’a yaptığı son ziyaretle normalleşme/yumuşama sürecinin görünür kıldığı gerginlik şimdilik geride kaldı. AKP ve MHP’nin despotik rejimlerini sürdürmek için birbirlerine olan ihtiyaçlarının yanı sıra erken seçim ihtimali de Erdoğan’ı, Bahçeli ile uzlaşmaya mecbur bıraktı.
Türkiye’nin yakın siyasi tarihine Bahçeli’nin aldığı sürpriz kararlar damgasını vurdu. 2002’de partisini baraj altında bırakacak bir seçime ülkeyi götürme gözü karalığı nedeniyle de her an ve her koşulda erken seçim çağrısı yapması beklenebilen bir lider.
Devlet Bahçeli’nin “Tekinsiz” diye nitelenmesine yol açan kararlarını kısa hatırlayacak olursak Erdoğan’ın, Bahçeli ile bir kez daha ilişkilerini onarmasındaki motivasyonu anlamak mümkün.
İKTİDAR YOLUNU AÇTI
Bahçeli 1999 seçimlerinde DSP ve ANAP’la koalisyon ortağı olup Başbakan Yardımcısı koltuğuna oturdu. Koalisyonun gitgellerle süren uyumu 2001 ekonomik krizi, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in sağlık sorunları yaşamaya başlaması ile tamamen bozuldu. Ecevit’in görevde kalma ısrarına tepki gösteren milletvekillerinin istifasıyla DSP Grubu’nun sayısının yarıya yakın düşmesi dolayısıyla yönetim krizi daha da büyüdü. Tüm bu tartışmalar sürerken koalisyonun ikinci büyük ortağı MHP’nin Lideri Devlet Bahçeli, ortaklarına 3 Kasım 2002 için erken seçim çağrısı yaptı.
Bahçeli bu kararı ile partisinin baraj altında kalmasına yol açarken AKP’ye de 22 yıldan bu yana süren bir iktidar hediye etti.
Bahçeli, AKP’ye bir önemli desteği de 2007’de sundu. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra Anayasa Mahkemesi’nin Genel Kurul’da en az 367 milletvekili bulunması gerektiğine ilişkin kararı sonrası yaşanan kriz Bahçeli sayesinde aşıldı.
Bahçeli, “MHP cumhurbaşkanlığı seçiminde orada olacaktır” dedi, Genel Kurul’daki oylama katıldılar ve Gül, TC’nin 11. Cumhurbaşkanı seçildi.
AKP’nin tek başına hükümet kurma çoğunluğunu elde edemediği 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra MHP, muhalefetin hükümet kurma çağrılarını kabul etmedi. Ülke büyük bir kaos yaşayarak 1 Kasım 2015 seçimlerine gitti ve AKP bir kez daha iktidar oldu.
ERDOĞAN BAŞKAN
Ülkenin bugün yaşadığı büyük sorunların nedeni olarak görülen Tek Adam Rejimi’ne geçişte de Bahçeli, Erdoğan’a destek oldu. 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişiminin ardından iktidara koşulsuz destek verdiğini duyurdu. Başkanlık Sistemi’ne karşı olduğuna ilişkin sayısız açıklamalarına karşın bir anda tavır değiştirdi ve “Fiili duruma hukuki boyut kazandırmak gerek” diyerek Erdoğan’ın başkanlığına yeşil kart gösterdi ve başkanlık sistemini desteklediğini açıkladı.
Bundan önce Erdoğan’a en sert muhalefeti yapan liderlerden biri olan CHP ile birlikte Ekmeleddin İhsanoğlu’nun, Recep Tayyip Erdoğan karşısındaki çatı adaylığını destekleyen Bahçeli’nin sürprizleri bitmedi.
Nisan 2017’de Anayasa değişikliği referandumda kabul edildi. Aradan bir yıl geçtikten sonra yaklaşan yerel seçimlerin iktidarı sıkıntıya düşürecek şekilde sonuçlanacağını gören Bahçeli yine erken seçim çağrısı yaptı, seçimlerin 1.5 yıl öne çekilerek 26 Ağustos 2018’te yapılmasını önerdi. Bu seçimle de Erdoğan, Türkiye’nin yürütme yetkisi de olan ilk Cumhurbaşkanı oldu. O günden bu yana da AKP-MHP ortaklığı sürekli yol kazaları yaşanmasına karşın ittifaklarını sürdürmeyi başardılar.
2024 EN BÜYÜK KRİZİ GETİRDİ
Cumhur İttifakı’daki en büyük sıkıntı AKP’nin ilk kez ikinci parti olduğu, MHP’nin oylarının yüzde 4,7’ye düştüğü 31 Mart yerel seçimlerinden sonra yaşanmaya başlandı. Başlayan normalleşme/yumuşama süreci, Sinan Ateş cinayetinin MHP’ye ve Ülkü Ocakları’na kadar uzadığı iddiaları, ittifakın oylarındaki azalmanın etkisiyle iktidarın kaybedileceği gerginlikleriyle içine girilen süreç siyaseti domine etti.
ERKEN SEÇİM KARTINI AÇMA KORKUSU
Erdoğan’ın sürekli partner değiştirerek iktidarını sağlamlaştırma alışkanlığını iyi bilen Bahçeli’nin ilk gün itibarıyla normalleşme/yumuşama sürecine karşı olduğunu gizlemedi. İttifak için sürekli bir gerginlik kaynağına dönüşen bu süreç filen 26 Haziran Çarşamba günü sona erdi.
Erdoğan’ın toparlanma şansı olarak gördüğü bu sürecin ortağı MHP’yi rahatlatacak şekilde sonlanmasında diğer bilinen etmenlerin yanı sıra Bahçeli’nin “erken seçim kartı”nı açmasının büyük etkisi olduğu konuşuluyor. Yüzüklü, dosyalı fotoğraflar, “Normalleşme önünde bariyersek gereğini yaparız. Fedakarlığa hazırız” restleri, ama ille de ülkeyi erken seçime götürme ihtimali…
Erdoğan, Bahçeli’nin 2002’de iktidar ortaklarını siyasi tarihin sayfalarına gömen, kendisini baraj altında bırakan kararlar alabildiğini en iyi bilen siyasetçi. Bu MHP için hiçbir rasyonalitesi olmayan kararın soluğunu ensesinde hisseden Erdoğan, en zayıf olduğu dönemde Bahçeli’yi karşısına alamazdı. Seçim sonrası Sinan Ateş suikastını kastederek “Bunu taşımamız çok zor” dediği bilinen Erdoğan, her şeye karşın şimdilik Bahçeli’nin uyumlu ortağı olmayı tercih etti. Ancak bu güvensiz çıkar ortaklığının yeni bir yol kazasına uğramayacağını söylemek de fazla iyimserlik olur.
Temmuz sonrası insanca yaşayacak bir gelirden mahrum bırakılan, yıllardır süren despotik rejimde artık nefes alamaz hale gelen çoğunluğun, yerel seçimde ortaya koyduğu iradeyi daha güçlü bir şekilde dillendirmesi, Saray’da kurulan hesapların ötesine geçebilir.
https://www.birgun.net/makale/akpde-erken-secim-hayaleti-540680