av.selcukatalay @ gmail.com

Selçuk tarihine mühür vuranlardan olan bu zatlar, ölüm ayırmadan hiç ayrılmadılar. Zekâları, çalışkanlıkları ve irsî özellikleri olan sabır ve sebat ile, zaman kaybetmeden sonuca gitmeleriyle, kaçak olarak geldikleri ülkemizde ulaşılabilinecek üst seviyeler ulaştılar. Bu gün, bunları yazıya dökmeye çalışırken, zorlanmasam da, bu renkli kişilerin hayatlarının neresinden bahsedeyim tereddüdündeyim.

Benle ilişkilerinden bahsedersem, bir kaç yazıyla ancak biter. Daha önceki kısaca hayatlarından bahsettiğim,  çoğu büyüklerimin hikayeleri de gerçekten çok kısadırlar.

 Baba dostlarıydılar. Benimle olan olaylarından kısa  bir demet sunacağım;

Ben daha ilkokul öğrencisiyken, değerli eskimeyen dost ve kardeşim Seviye Çetinçelik ile birlikte aynı sınıftaydık. Dünya iyisi bir hanım olacağı o zamandan belliydi. Tahsin Çetinçelik’in kızı olduğundan, o vesileyle karşılaşıp, tanışmıştık.

O zaman öğrenimde “ aktif metod “ diye bir usul uygulanıyordu. Öğrencilerin, öğretmenin anlatmasından önce gurupları ile toplanıp derse hazırlanması isteniyordu. Millî eğitimde temel amaç öncelikle ; tüm vatandaşların OKUMA – YAZMA ÖĞRENMESİ, ikinci ve amaç, öğrenim çağındaki gençlerin tümünün ilk okulu bitirmeleriydi. İlk okullar da ÜÇ YILLIK ve BEŞ YILLIK olmak üzere iki türlüydü. Biz sadece 5 yıllık olanını gördük. Seviye hanım ve diğer arkadaşlarla evlerimizde bir araya geliyor, küçük yaşın OLGUNLUĞUYLA çalışıyor, daha fazla eğleniyorduk.

Ragıp amcam, benimle her zaman candan ilgilendi. Derslerim iyiydi ve ortalıkta çok dolaşırdım, tanınıyordum. Beni kahvehanede oturuken yanına davet eder ve bilhassa rahmetli Nihat ağabeyimden sohbet ederdik. O’nun da okumasını istiyordu. Ancak her zaman samimiyet içinde dostum olan ağabeyim, bir kalıba girmiyor, kimseyi dinlemiyordu.  O zaman köyden hallice Selçuk’umuzda sanki, herkes akrabamızdı. Okula başladığımda ufkum daha genişledi. Mübalağa olmasın; neredeyse herkesin soyadını saymaya başlıyordum. Hayatımın her safhasında Çetinçelik ailesinden sevgi ve yakınlık gördüm, görüyorum, elimden geldiğince saygılı ve sevgili davranıyorum. Bunlardan iki adet de meslekdaşım oluştu. Seviye “Sadıkay” hanımın oğlu Av. Fatih Sadıkay halen İzmir’de , Av. Gökhan Çetinçelik de Selçuk’da mesleklerini icra ediyorlar. Gerçekten sevgili dostum olanAziz ağabeyim, rahmetli ve Havvaşen kardeşimin oğulları.

Yaşımın ve sağlığımın tesiri ile fiziken ayrı olsak da, kendi evlâdımdan asla ayrı değiller, her zaman ikisi de iftiharımdır.

Sayfamızı doldurduk, ancak bu aile ile ilişkilerimi biraz, çok değil özetle anlatırsam bir kitap yazmam gerekir. Ancak birkaç yazıyla küçük bir özet olarak – asla abartmıyorum- sunmaya çalışacağım. Sevgili Ceyda hanım, can kardeşim, sensiz bahar olamaz, sana da geleceğim. Aziz ve abilerim, hepsiyle olan ve anlatmam gereken, Allah’a şükür güzel mi güzel, hoş hatıralarım var. İnşaAllah, ölenlere rahmet, hayatta olanlara da sağlık, ağız tadıyla yaşadıkları, sonu selâmet ömürler diliyorum.

Bu günlük hoşça kalın, KURBAN BAYRAMINIZ MUBAREK ,  her gününüz bayram OLSUN, değerli dostlarım, kardeşlerim…..