av.selcukatalay @ gmail.com

Kimimiz ; mübarek ramazan geldi, kimimiz de yine geldi ramazan diye gelişini karşıladığı, hicri takvime göre ramazan ayına kavuşmuş olduk.

Nasıl doğmaya kavuştuk, çocukluğa kavuştuk, 19 yaşına kavuştuk, çoluk-çocuğa kavuştuksa, ömür süresince nelere kavuşacağımız belli.

Bu tecelli-i hayat aşk ile büktü belimi -- Çağlayan göz yaşı mı? Yoksa ki hicran seli mi ? – İnleyen saz-ı kazanın bam teli mi ?

Çevrilir dest-i kaderle bu şuunun filimi,-- ney susar, mey dökülür, gulgule-i cem de geçer ….. Dedi Neyzen Tevfik üstadımız…..

 

Size Selçuk ramazanlarında geçmiş ve bizzat yaşadığım ve yakinen tanık olduğum bazı hoş olaylardan bahsedeyim. Din yönünü birçok “çokbilmiş” çeşitli

yönleriyle basın ve yayın organlarından anlatıyorlar, sağ olsunlar…

Öncelikle ramazan hariç yıl içinde herkesin içinde; namları alkoliğe çıkmış büyüklerimiz vardı.. Bunların içkiye duman karıştıranlar vardı…

Ancak ramazan ayı gelince ilk teravihten itibaren beş vakit namaz kılar ve oruçlarını muntazaman tutarlardı. Arap Ali ismiyle anılan ve hatırladığım kadarıyla kunduracılık yapan ve kahkahasının kudretiyle tanınan, herkesin çok sevdiği insanı, Özel İdare Müdürü Mahmut bey isimli ve o zamanın meşhur Amerikan Hollyvood Artisti Clark Gable’ye çok benzeyen heybetli ağabeyimizi çok iyi hatırlıyorum. Şu anda da aynı durumda olan dostlar var…. Dinine inanan, ancak kusurunu kabul ederek, kimseye zarar vermeyen alkolik insan, asla dinden çıkmaz, herkesçe biline…

Küçükken, bilhassa oruç tutmaya teşvik için , ailelerimizce biz çocuklara teşvikler uygulanırdı“ Allah, Allah biz de çocuk olmuştuk değil mi ? “.

En önemlisi teravih namazına götürülmemizdi. Şimdi de Diyanet İşleri Başkanlığı her zaman; camiler ve cıvarının çocukların oyunlarına ve barınmalarına açık olması ve yaramazlıklar tabir edilen hallere tahammül edilmesini devamlı ilân ediyor. Bizim de bu hallerimize tahammül edilirdi.

Bir başka “Arap Ali” isimli kunduracı kalfası abimiz, cami çetemizin reisi olarak; bize yapacağımız hergelelikler hususunda teknik direktörlük yapar,

Bittabii, biz de disiplinli ( ? ) çete üyeleri olarak, sadık bir biçimde uygulardık !! Bir gece zor bir operasyonu kendi tatbik eyleyerek, çook şişman bir amcamızın arkasında mevzilendi, secdeye giderken kazayla olmuş süsü vererek kafasıyla, poposuna vurduğu bir darbe ile yere düşürdü, biz de hep beraber kahkahaları koyuverdik.

Tabii şimdiki uslu gençler böyle yaramazlıklar yapmıyorlardır. (??)

Halk arasında da bir çok muziplikler yapıyorlardı. Bir ara yukarda cami yaramazlığını yazdığım Arap Ali nam gırgırcılığıyla tanınan abimizin, bir dua okuyarak, “Su bardağının içine girebildiği “ yalanını yaydılar, müsaid durumda olan bireyleri kandırıyorlarmış .. Beni de müsaitlerden görüp, peşime düştüler “- ille Cevrakî’nin dükkânına Gidelim, arap Ali numaralar yapıyor “ diye ısrar ettiler, velhasıl gittik. Dükkânda – nedense- gaz lâmbası yanıyor, Cevrakî baba makamında oturuyor, benim sağ tarafımda Ali abim mevzilenmiş, güya bir takım dualar okuyup, bardağın içine girecekmiş, filân….

Ben baktım; Cevrakî baba var, çete reisim Arap Ali abim mevzilenmiş, söylediği masal; masal matitas, eeh müsaade edin de ben de karşı saldırıya geçtim ; -- tamam Ali abi, oku duanı, gir bardağın içine, dedim.
Hemen : -- Öyle olmaaaz, ben senin gözlerini, ellerimle kapatacağım,  öyle dua okuyacağım, sonra açınca göreceksin.. Deyince hemen kalktım, abimiz kabaca, yüzüme boya sürmeye kalktı ve tabii madara oldu…
Meğer bunlar; aynı masalı millete anlatıp, dükkâna dolan teşvikçilerle ikna edip, sevgili Ali abimizin, önünde duran boya kutusuna, el çabukluğuyla, mubarek parmaklarına bulaştırdığı boyaları, duayı dinleyen benim gibi saftiriklerin yüzüne makyaj yapıyorlar, sonra teşvikçiler; kurbanı çarşı Pazar gezdirip eyleniyorlarmış, yaa! Neyse ucuz kurtulduk…..

Allah cümlemize arifeyi ve bayramı da ; sağlık , huzur içinde göstersin; can kardeşlerim, dostlarım…..