av.selcukatalay @ gmail.com

Aşk “iki varlık arasındaki sevgi ve çekimin, onları bir olmaya sebeb kutsal duygudur. “   diyebiliriz. Mutlaka bir çok şekilde tarif edilebilir.

İnsanlar arasında olduğu gibi bütün alemin özü olduğu mutlaktır. Büyük düşünür Sigmund Freud bu  temele dayanarak, bir psikanaliz metodu bulmuştur. Teferruata girmeyeceğim. Size kendimce kavrayabildiğim kadarını sunmaya çalışıyorum.     Türk edebiyatının en büyük şairi sayılan Fuzulî ‘nin iki satırını takdim ediyorum :

            Aşk imiş alemde her ne var ise,

            Gerisi bir kıl-u kâl imiş ancak….   ( kıl-u kâl = boş şeyler, dedikodular )

Aşkın sultanı Mevlâna Celalettin hazretleri ise :

''Sen aşık olmadıysan, sevgi nedir, bilmiyorsan;
Yürü git, ot otla; eşeksin sen''  (açıklamaya gerek var mı ? )

Aşkı da erbabı ikiye tasnif etmişlerdir   ; 1- Mecazi aşk, 2- Gerçek veya ilahî aşk.

Mecazî tabir edilen aşk ; görünüşe ve cinsel isteğe göre çekime uğratan , dünya ölçülerine dayalı sevgidir maalesef maddî menfaat da düşünülebiliyor. Benim damat veya nişanlım, mühendis, doktor, avukat v.s. gibi toplumda daha müreffeh kesimler mensup. Ve ya ; şu malı var, şu kadar fabrikası var, parası var ve sair gibi . Ya da şöyle yakışıklı, boyu bosu şöyle, böyle gibi… Nitekim doğru tercihte, elbet yukarıda saydıklarım dünya evine girerken gözetilir. Yanlış olan ; insan evladıdır, yüksek karakterlidir gibi hususların ihmali veya göz ardı edilmesidir….

İlahî denilen aşk ; bahsettiğimiz mecazî aşk aracılığıyla ve sair surette ulaşılan gerçek aşktır. Zaman , zemin ve şartlar ne olursa olsun Allah’ın bir lütfudur. Hepimize nasip olsun dilerim. Hiçbir koşulda bozulmaz, o aşkın şarabından içenin sabah kalktığında midesi ekşimiş, başı ağrıyor olamaz. Ona müptelâ olan , onunla ölüme gider.

Bu gün ki sohbetimizi burada bitirelim dostlarım. Görüşmek üzere sevgi ve saygılarımla…
''Kime aşk sırlarını öğrettilerse, ağzını diktiler, söz söyletmediler.''
                                                               Mevlâna hazretleri