Almanya’da bir takım güçleri olduğuna inanılan yatalak, Katolik rahibe Anne Cristina bir rüya görür ve bu rüya yazar Clemens Brentano’nun kitabında yer alır. Bu kitaptan yolaKa çıkan iki misyoner rahip 1891 yılında ülkemize gelerek Bülbül Dağı’nda rahibe Anne Cristina’nın rüyasında gördüğü evi bulur. Bu, o tarihten bu yana hıristiyan aleminin en kutsal yeri olarak bilinen Meryem Ana’nın ömrünün sonuna kadar yaşadığına inanılan taş evdir. Daha sonra bir haç merkezi olarak kabul edilen ev her yıl binlerce Hıristiyan tarafından ziyaret edilir.
Bugüne kadar çeşitli tarihlerde dört ayrı Papa tarafından ziyaret edilmiş olan Meryem Ana evi; yapılan restorasyon çalışmaları ve tamamlayıcı binalarıyla, yemyeşil bir doğa içinde gelenlere huzuru sunan asude bir mabet kabul edilir. Her yıl 15 Ağustos’ta Meryem Ana adına düzenlenen törene dünyanın dört bir köşesinden turistler de katılır.
Selçuk’un en önemli değerlerinden biri olan Meryem Ana Evi, ilçeye 7 km uzaklıkta Bülbül Dağı’nın tepesinde yer alır ve ulaşımı son derece kolaydır. Meryem Ana Evi gibi Selçuk’un sahip olduğu değerleri anlatmakla bitmeyecek gibi. Ne kadar kıymetli bir ilçemiz olduğunun bilmem farkında mıyız.