ilyas35selcuk @ gmail.com

Dostun Ricası ve Dostluk Efes Dost Radyo ile başlayıp Efes Dost Gazete ile devam eden ve Efes Dost TV ile tekrar aramızda olan basın emekcisi Hilmi GİDER dostum Bana Pandemi sürecinde ara verdiği Efes Dost Gazeteyi, Efes Dost TV olarak yenileyip, İnternet gazetesi olarak tekrar faaliyete başlatmayı düşünüyorum seninde katkını bekliyorum dediğinde dostumun benden istediği bir görev gibi düşündüm.

Bu hem dostumun benden bir ricasını yerine getirmenin yanında sizinle de yani Selçuk halkıyla da bir sohbet, muhabbet, halleşme, konuşma ve kucaklaşma fırsatı olacaktı. İşte bu niyetle ve amaçla karşınızdayım.

Önce İlyas KIROĞLU kimdir kısaca ondan bahsedeyim. 1957 yılında Barutçu Köyünde doğdum. Çocukluğum orada geçti. Yine o köyde ilkokula başladım. Ben okula başladığımda köyde evler yeni yeni çoğalmaya başlamıştı. Köyün kurulduğu boğazın (yani vadinin) adına Çakal boğazı denirken köy kurulup evler çoğalmaya başlayınca adı Barutçu oldu.

Barutçu adı nereden geliyor birazda ondan bahsedersek. Şimdiki köyün kurulduğu vadinin kuzeyinde bulunan, Torbalı ilçesine bağlı Ahmetli köyüne kadar uzanan dağ silsilesi var. Köyün doğusunda kalan bu dağın ortasında kalan, köye yakın bölümünde mezra gibi düzlük bir bölümde bulunan kale yıkıntısı Barut Kalesi diye anıldığından köy bu adı almış.

Burada 5 veya 6 evle birlikte bizimde evimiz vardı. Ama köy vadinin düzlük kısmına yakın olsun diye aşağıya kurulmuş. Tek derslikli beş sınıflı bir okulda ilkokulu okudum. Bir öğretmen hepimize yetiyordu. Okulumuz köy odası olarak yapılan binaydı. 4. Sınıfa ise okul olarak yapılan yeni binada devam ettik ve oradan mezun oldum. Ortaokulu ve Liseyi Aydın İmam Hatip'de bitirdim. Üniversiteyi Erzurum Atatürk Üniversitesinde okudum. Okul Bitince hemen askerliğe başvurdum ve asteğmen olarak askerliğimi yaptım. Askerlik bitince Selçuk’a geldim ve esnaflık yapmaya başladım bu arada bir partinin ilçe başkanlığını yaptım.

Daha sonra Öğretmenliğe başladım. Erzurum ve Torbalı'da öğretmenlik, Belevi sht.yzb. Cengiz Topel ilköğretim okulu ve METEM de müdür yardımcılığı, Gazi Mustafa Kemal ve Fatma Günay ilköğretim Okullarında da Okul Müdürlüğü yaptım.
Bu biyoğrafiyi niye yazma gereği duydum. Beni tanıyan için tekrar hatırlama, tanımayanlar içinde bir bilgi olsun diye.

DOSTLUK Birazda “dostluk”tan bahsedersek, şimdilerde bireysel yaşamın önplan'a çıktığı günden beri yavaş yavaş kaybolmaya yüz tutan bir kelimeden, oysa bir kelimeden çok yaşam biçiminden bahsetmemiz gerekir.

Oysa dostluk insan hayatında önemli bir yer tutar. Dostluk, karşılıklı güven, anlayış ve sadakatle şekillenen bir bağdır.

Dostlarımızla paylaştığımız güzel anılar, birlikte geçirdiğimiz zamanlar bizi zenginleştirir.

Dostluk, zor zamanlarda birbirimize destek olma ve sevinçleri paylaşma gücüne sahiptir. Bir dost, hayatın iniş çıkışlarında yanımızda duran bir hazine gibidir.

Dostluk, samimiyet ve dürüstlük temelinde büyür, bu da ilişkinin daha sağlam ve kalıcı olmasını sağlar. Unutulmamalıdır ki, gerçek dostluk zamanla test edilen bir bağdır ve bu bağın değeri zamanla daha da artar.

Dostluk, zor zamanlarda da kendini gösteren en değerli karakterimizle oluşur. İnsanlar hayatlarında çeşitli sıkıntılarla karşılaşabilir, başarısızlıklarla yüzleşebilir. Bu gibi durumlarda kendine gerçek bir dost bulmak her zaman bir lütuftur.

Gerçek bir dost, zor zamanlarınızda size destek olacak, moral verecek ve sizi yalnız bırakmayacaktır. Siz ne zaman ihtiyaç duysanız, dostluğunuza güvenebileceğiniz biri yanınızda olacaktır.

Bedri Rahmi Eyüboğlu “Dostluğumuz” adlı şiirinde dostluğu şöyle anlatıyordu. Dostluk dediğin güzel bir kitap. Hava gibi, Su gibi, Ekmek gibi, Vazgeçilmez bir tad. Sonuna kadar dayanmak şart, Dostluk dediğin eşsiz bir kitap.
Bir sonraki yazıda buluşmak dileğiyle hoşçakalın.
Selam ve dua ile…