ilyas35selcuk @ gmail.com

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİNDE HAVA KİRLİLİĞİ SEMPOZYUMU
    1978-1979 Öğretim yılıydı ve benimde ikinci yılımdı.  Erzurum Atatürk üniversitesi'nde Prof. Dr. Sücaattin KIRIMHAN başkanlığında Erzurum'un hava kirliliğinin ölçümünü günü gününe yapabilmek için bir komisyon kurulmuştu. Çünkü o dönemde pek çok yerleşim merkezlerinde hava kirliliği vardı. Bu nedenle şehrin değişik yerlerine yerleştirdiği ve yerli imkanlarla geliştirdiği cihazlarla bu ölçümü yapıyordu. Yine onun öncülüğünde “Yurdumuzda hava kirliliği ve çözüm yolları” konulu bir sempozyum düzenlemişti. Bu sempozyumda değişik tebliğler sunuldu bu sunulan tebliğlerin içinde bizim dikkatimizi çeken bir tebliğ vardı “ülkemizdeki sıcak su kaynakları ve ekonomide kullanımı” adını taşıyordu bu tebliğ dikkatimizi çekince tebliğ sunan profesörden hemen kaldığı otelin adresini aldık ve akşam belli bir saatte buluşmak üzere randevulaştık. Akşam üzeri kaldığı otelde profesörü bulduk ve konuşmaya başladık anlattıkları konular çok ilginç geldi bize. Bu sözünü ettiği sıcak sularla ilgili konuları, jeoloji dersinde geçen (sıcak su kaynakları) konusuyla ilgili bulmuş ve dikkatimi çekmişti. Jeotermalin yüzme ve banyo dışında kullanım alanları ilk defa duyduğumuz konulardandı. Ben de bu sempozyuma bir gazeteci olarak katılmış ve takip etmiştim.

    Antalyalı arkadaşlarla,  Erzurum'un ilçeleri olan Aşkale ve Ilıca’daki sıcak su havuzları dikkatimizi çekmiş ve hafta sonlarında o havuzlarda yüzmeye gitmiştik kapalı yerde sıcacık suya girmek ve yüzmek çok hoşumuza gitmişti. Erzurum gibi soğuğuyla meşhur olmuş bir yerde birde kış günü -Kasım, Aralık, Ocak aylarında- havuza girmek gerçekten çok hoş oluyordu. profesör bize o sıcak suyun biraz daha derinlerine mesela 100-200 metreden çıkıyorsa 1000  veya 5000 metre aşağı inildiğinde o sıcaklığın 2-3 katına ulaşılabileceğini o sıcaklıkta su;

1.buhar olacağından o buharlardan ilk önce elektrik santrali olarak kullanılabilir, 

2.orada kullanılan su biraz daha soğuyacağından evlerde ısıtma için kullanabilir, 

3.evlerde devir daim yapan su biraz daha soğumaya başlar ve 

4.soğuyan suyu da seralarda toprak altını ve serayı ısıtma da kullanılabilir,

5.biraz daha soğuyan su da balık üretme çiftliğinde kullanılabilir ve 

6.en son kalan suda bitki sulama suyu olarak kullanılabilir olduğunu ve böyle bir sistemin kurulabileceğini anlatmıştı.
Bu anlatılanlar bizim dikkatimizi çekmiş o zaman çalıştığımız İstanbul da basılan ve Türkiye genelinde dağıtılan bayrak adlı bir gazetede haber olarak çıkmasını sağlamıştık. Erzurum'daki mahalli gazetelerde de haber yaparak konunun duyulmasını artırmaya gayret etmiştik. 

      O yıllarda hatırladığım kadarıyla bazı illerimizde özellikle İstanbul'da hava kirliliğinden bahsediliyordu. Evler kömürle ısınıyor, klima ile ısınma yok daha doğrusu klima yaygın değildi ve elektriklerde yetmediğinden kesintili veriliyordu. Bu yüzden evler kömürle ısınmaya mahkumdu. İşte o yıllar 1965-1980 li yıllardı. Sayın Demirel'in 70 cent’e muhtacız dediği yıllardı ve bir yıl sonra yakıt yokluğundan öğrenci yurtları ısıtılamadı ve üniversiteler tatil olmuştu. 

      JEOTERMALLE ISINMA 
    O yıllarda evlerin jeotermal suyla ısıtılacak olması bizi ve duyanları heyecanlandırmıştı. Şimdi pek çok kentimizde yaygın olarak kullanılıyor ve konutlar jeotermal sularla ısıtılıyor. (Soma ve çevresi, Balçova ve çevresi gibi)  Klima ve klima ile ısınma çok yaygın. Yine doğalgaz ile ısınma çok yaygın Selçuk dahil pekçok kentimizde doğalgaz kullanılıyor. 

    Şimdi 2024 yılına geldiğimizde ısınma problemi büyük ölçüde halloldu gibi görülüyor. Diğer yandan nüfusumuz artmakta ve tarım alanları azalmakta olduğundan doğal alanları koruma çalışmaları yapılmakta. Bu nedenle konuyu çevrecilerin gündemine taşımak isteyen Alptuğ BAKTİMUR (Selçuk-Havutçulu mah. ile Germencik-Naipli mah.) Alan yakınlarından çektiği bir video yayınlayarak vatandaşları ve yetkilileri konuya dikkat çekmeye çalışmış, sondaj alanın etrafında zeytinlikler, narenciye ve incir bahçeleri yer aldığını belirtip, yapılacak çalışmanın ve çıkarılacak sıcak suyun yöredeki doğal dengeye, tabii lokasyona ve tarım arazilerine zarar verebileceğini belirterek bu yüzden alanda planlanan sondaj başvurusunun geri çekilmesine yönelik başta Havutçulu - Çamlık ve Gökçealan halkı olmak üzere Selçuk ilçesinden süreç içerisinde tepki gösterilmesi gerektiğini ifade etmiş oluyordu. 

    50-60 yıl önce hava kirliliğini önlemek ve ısınma problemini çözmek için sıcak su sondajı yapıp ısınma sorununu çözmeye çalışıyorduk, ancak şimdi doğaya zarar verecek endişesiyle sıcak su sondajına karşı çıkmaya çağrılıyoruz. Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan misali… 50-60 yılda nereden nereye….

       Sevgili dostlar, Gül Yüzünüz Hiç Solmasın, Kazancınız Bol Ve Bereketli olsun, Sabrınız Çok, Yüreğiniz Ferah Olsun, Sağlıklı ve Mutlu olun.